İngilizce düzensiz fiiller (irregular vebs) adından da anlaşılabileceği gibi belirli bir düzen içerisinde gitmeyen fiillerdir. Dolayısıyla bu düzensiz fiillerin 2. ve 3. hallerini ezberlemekten başka çıkış yolumuz yoktur. Peki, bu fiiller nerelerde kullanılır?
Eğer “Simple Past Tense” olarak cümle kuruyorsak fiilin 2. hali, “Present Perfect Tense” veya “Past Perfect Tense” kuruyorsak ise fiilin 3. hali kullanılır.
İngilizce Düzensiz Fiiller
Bir fiilin düzenli mi yoksa düzensiz mi olmadığını anlamak için sonundaki iki harfe bakarız. Şayet fiil “ed” eki ile bitmiyorsa bu düzensiz bir fiildir diyebiliriz. Tam tersi bir durumda “ed” eki ile bitiyorsa ise düzenli bir fiildir.
Örnek cümleler aşağıda yer almaktadır.
I woke at 9:00 am yesterday.
Dün sabah 9:00’da uyandım.
He was very rich last year.
O geçen sene çok zengindi.
They have just started to work.
Onlar şimdi çalışmaya başladı.
We have bought two kilograms of tomatoes.
İki kilo domates satın aldık.
You have forgotten to celebrate my birthday.
Doğum günümü kutlamatı unuttun.
My friends paid me their debts two days ago.
Arkadaşlarım iki gün önce bana borçlarını ödediler.
How many books have you read this month?
Bu ay kaç tane kitap okudun?
İngilizce Düzensiz Fiiller Listesi
Tam listeyi PDF olarak indirmek için “İngilizce Düzensiz Fiiller Listesi” linkine tıklayınız.
En sık kullanılan İngilizce düzensiz fiiller aşağıda yer almaktadır.
1. Hali | 2. Hali | 3. Hali | Anlamı |
awake up | awoke up | awoken up | uyanmak |
be | was, were | been | olmak |
become | became | become | olmak |
begin | began | begun | başlamak |
bring | brought | brought | getirmek |
buy | bought | bought | satın almak |
catch | caught | caught | yakalamak |
choose | chose | chosen | seçmek |
come | came | come | gelmek |
cut | cut | cut | kesmek |
dig | dug | dug | kazmak |
do | did | done | yapmak |
drink | drank | drunk | içmek |
fall | fell | fallen | düşmek |
feel | felt | felt | hissetmek |
find | found | found | bulmak |
fly | flew | flown | uçmak |
forbid | forbade | forbidden | yasaklamak |
forget | forgot | forgotten | unutmak |
get | got | gotten | elde etmek |
give | gave | given | vermek |
go | went | gone | gitmek |
grow | grew | grown | büyümek |
hear | heard | heard | duymak |
hit | hit | hit | vurmak |
know | knew | known | bilmek |
leave | left | left | ayrılmak |
lose | lost | lost | kaybetmek |
make | made | made | yapmak |
meet | met | met | buluşmak |
pay | paid | paid | ödemek |
put | put | put | koymak |
read | read | read | okumak |
ride | rode | ridden | binmek |
run | ran | run | koşmak |
say | said | said | söylemek |
send | sent | sent | göndermek |
shut | shut | shut | kapamak |
sing | sang | sung | şarkı söylemek |
sit | sat | sat | oturmak |
speak | spoke | spoken | konuşmak |
stand | stood | stood | ayakta durmak |
take | took | taken | almak |
tell | told | told | anlatmak |
think | thought | thought | düşünmek |
understand | understood | understood | anlamak |
wear | wore | worn | giymek |
win | won | won | kazanmak |