Non-Progressive Verbs -ing Almayan Fiiller

ingilizcede ing almayan fiiller

Non-Progressive Verbs, bir diğer ifadeyle “Non-Action Verbs”, ing takısı almayan fiiller anlamına gelir.

– ing Almayan Fiiller Konu Anlatımı

İngilizcede ing almayan fiiller genel olarak soyut anlam (durum, duygu, istek, sahiplik, düşünce, vs) ifade ederler. Bu fiiller somut anlam (oturmak, kalkmak, koşmak, uyumak, içmek, yemek, vs) içermezler. 

want : istemek

They want to have 2 children. 
Onlar 2 çocuk sahibi olmak istiyor.
They are wanting to have 2 children. (“istemek” soyut anlamlı olduğu için “ing” takısı almaz)

like : sevmek, hoşlanmak, beğenmek

I like Pizzas with black olives. 
Siyah zeytinli pizzaları seviyorum.
I am liking pizzas with black olives. (“sevmek” soyut anlamlı olduğu için “ing” takısı almaz)

know : bilmek, tanımak

They know each other very well. 
Onlar birbirlerini çok iyi tanıyorlar.

believe : inanmak

I do not believe you as you always say lies. 
Sürekli yalan söylediğin için sana inanmıyorum.

– ing Almayan Fiiller Listesi

Sık kullanılan – ing takısı almayan fiiller listesi aşağıda yer almaktadır. Bazı fiillerin yanında yıldız (*) işareti göreceksiniz, bu fiiller sadece somut anlam içerdiğinde -ing takısı alırlar, örnek kullanımlarını aşağıda görebilirsiniz.

1. Sahiplik Belirten Fiiller

have : sahip olmak, yapmak * 
possess : sahip olmak
own : sahip olmak
belong : ait olmak

They have 3 children.
They possess 3 children.
They own 3 children. 

Onların 3 çocuğu var (3 çocuğa sahipler).
“sahip olmak” soyut anlamlı olduğu için “ing” takısı almaz.

They are having a party with their friends. 
Onlar arkadaşlarıyla parti yapıyorlar.
“parti yapmak` somut anlamlı olduğu için “ing” takısı alır.

This car belongs to me. 
Bu araba bana ait.
“ait olmak” soyut anlamlı olduğu için “ing” takısı almaz.


2. Düşünce Belirten Fiiller

think : sanmak (zannetmek), düşünmek *

I think this year will be better than last year. 
Bu yılın geçen yıldan daha iyi olacağını zannediyorum.

I am thinking of going to Antalya this summer. 
Bu yaz Antalya’ya gitmeyi düşünüyorum.

suppose : sanmak (zannetmek)
believe : inanmak
imagine : hayal etmek
realize : fark etmek
notice : fark etmek
recognise : fark etmek
know : bilmek
understand : anlamak
feel : hisssetmek
doubt : kuşku duymak
remember : hatırlamak
forget : unutmak
want : istemek
need : ihtiyaç duymak
prefer : tercih etmek
mean : anlamına gelmek, demek istemek

3. Duyu Belirten Fiiller

see : görmek, ziyaret etmek * 

The blind people do not see. 
Kör insanlar görmezler.

Doctors are seeing their patients at the moment. 
Doktorlar şu anda hastalarnı ziyaret ediyor.


smell : kokmak, koklamak *

This kitchen smells very bad. 
Bu mutfak çok kötü kokuyor.
“kokmak soyut anlamlı olduğu için ing almaz.

She is smelling the flowers in the vase. 
O vazonun içindeki çiçekleri kokluyor.
“koklamak” somut anlamlı olduğu için ing alır.


taste : tadı olmak, tadına bakmak *

The food tastes great. 
Yemeğin harika tadı var.

They are tasting the food. 
Onlar yemeğin tadına bakiyorlar.


feel : hissi vermek, hissetmek *

This room feels hot. 
Bu oda sıcak hissi veriyor.

I’m feeling hot in this room. 
Bu odada sıcak hisssediyorum.


hear : duymak

I hear you.
Kesinlikle “hear” fiili ing takısı almaz.
Seni duyuyorum. 

4. Durum Belirten Fiiller

look : görünmek, bakmak

You look very fashionable with these clothes. 
Bu elbiselerle çok şık görünüyorsun.

She is looking out the window. 
O pencerenin dışına bakıyor.

weigh : ağırlığında olmak, tartmak * 

I weigh 80 kilograms. 
Ben 80 kilo ağırlığındayım.

The greengrocer is weighing the potatoes. 
Manavcı patatesleri tartıyor.

appear : gibi görünmek, ortaya çıkmak *
seem : gibi görünmek

What’s up, man? You appear to be depressed. 
Neyin var, adamım? Canın sıkkın görünüyorsun.

Look! She is appearing now. 
Bak! O şimdi ortaya çıkıyor.

be : olmak (yardımcı fiil), olmak *

He’s very rude . 
O çok kaba.

He’s being rude. 
O kabalaşıyor (kaba oluyor).

advise : tavsiyede bulunmak
cost :
maliyetinde olmak
exist : mevcut olmak
promise : söz vermek
refuse : reddetmek

sound : kulağa gelmek
This music sounds good. 
Bu müzik kulağa hoş geliyor.

contain : içermek
include : içermek
consist of : içermek

Her bag contains a wallet, a lipstick, a blusher and more. 
Her bag includes a wallet, a lipstick, a blusher and more. 
Her bag consists of a wallet, a lipstick, a blusher and many more. 
Onun çantası bir cüzdan, bir ruj, bir allık ve çok daha fazlasını içeriyor.

5. Duygu Belirten Fiiller

love : sevmek
like : hoşlanmak
dislike : sevmemek
hate : nefret etmek
loathe : tiksinmek
detest : tiksinmek
fear : korkmak
envy : kıskanmak
desire : arzu etmek
forgive : affetmek
mind : umursamak
appreciate : takdir etmek
wish : dilemek

I love you much more than you think. 
Seni zannettiğinden daha çok seviyorum.

I don’t mind your words. 
Sözlerini umursamıyorum.

I wish you pass all your exams. 
Tüm sınavlarını geçmeni diliyorum.

14 YorumlarYorum Bırak

  • When he arrived there, everything was looking fine. ”look” fiili için doğru olur mu?

    • Look fiili görünmek anlamında “ing” almaz. Dolayısıyla şu şekilde olmalı: everything looked fine.

Yorum Yap

E-posta adresiniz yayımlanmayacaktır. Gerekli kısımlar * olarak işaretlenmiştir.