Causatives

Causatives, Türkçede “Ettirgen Yapı” anlamına gelir. Birine bir şeyi yaptırmak, bir şeyi birine yaptırmaktan bahsedildiğinde “Causatives” yani “Ettirgen Yapı” kullanılır.

Causatives Konu Anlatımı

1) Have someone do something: Birisine bir şeyi yaptırmak veya birine bir şeyi yapması için sorumluluk vererek yaptırmak anlamlarına gelir. 

We had them wash the dishes.  Onlara bulaşıkları yıkattık. 

He had the mechanic repair the car.  O, tamirciye arabayı tamir ettirdi. 

We shouldn’t have our guests pay for the food.  Misafirlerimize yemeğin parasını verdirmemeliyiz.

2) Have something done by somebody : Bir şeyi birisine yaptırmak anlamına gelir. 

I need to have it translated to German.  Onu Almancaya tercüme ettirmem gerekiyor.

My hair is too long. So, I’m going to the hairdresser to have my hair cut.  Saçım çok uzun. Bu yüzden, kuaföre saçımı kestirmeye gidiyorum.

Her passport already expired. So, she must have it extended before she applies for visa.  Onun pasaportunun süresi zaten doldu. Bu yüzden, vizeye başvurmadan önce onu uzatmalı. 

They had their wallets stolen when they were on holiday.  Onlar tatildeyken cüzdanlarını çaldırdılar.
Bu cümlede anlatılmak istenen cüzdanın kasten çaldırıldığı değildir. Cüzdanın istenmeden çalındığı ifade etmek içindir.

 

3) Get someone to do something : Birisine bir şeyi ikna ederek yaptırmak anlamına gelir.

I get my son to eat honey even though he doesn’t like it at all.  Oğlum hiç sevmemesine rağmen ona bal yediriyorum (yemeğe ikna ediyorum).

They have got their children not to play in the park.  Onlar çocuklarını parkta oyun oynamamaya ikna ettiler. 

4) Get something done by somebody : Yukarıda bahsettiğimiz “have something done by somebody” ile aynı anlama gelir. Aralarındaki tek fark bu yapının samimi konuşmalarda kullanılabilir olmasıdır.      

Ali: What will you do tomorrow?  Yarın ne yapacaksın?

Ebru: I will get my home painted a different color tomorrow.  Yarın evimi farklı bir renge boyatacağım.

5) Make someone do someting: Birisine bir şeyi zorla yaptırmak anlamına gelir. 

They made him sign the contract.  Onlar ona sözleşmeyi imzalattılar (imzalamaya zorladılar). 

I had the children do their homeworks before they went out.  Çocuklara dışarı çıkmadan önce ev ödevlerini yaptırdım (yapmaya zorladım)

1 YorumYorum Bırak

Yorum Yap

E-posta adresiniz yayımlanmayacaktır. Gerekli kısımlar * olarak işaretlenmiştir.